HİKMET DAMLALARI
hikmet damlaları şiir kitabı TebDer

Sonsuza Sorular

 

                                                    
 
SONSUZA SORULAR
"akla"
 
 
 
İçin içine sığmaz bazen
 
Nedendir düşündün mü hiç
 
Üşüme, titreme, terleme heyecandan.
 
Salgıların bezlerin marifeti der doktorlar
 
Hangi kimyasal bileşim veya element
 
Bildiğimiz veya keşfedilmeyen henüz
 
Hissettirir paralel evrenleri!
 
Daha bu sonsuz evreni anlayamazken
 
Sonsuz evren değil
 
Sonsuz sayıda evrenler, iç içe yan yana.
 
Bir atom tanesi hem burada, hem orada sonsuz.
 
Nasıl var olabilir ve içinde
 
Kara delikler nasıl yutar
 
Neresine yutar, her şeyi ışığı bile.
 
Bir iğne ucundan daha küçükken
 
Bütün her şey. Patlar
 
Evren oluşur süper hızla büyür
 
Şimdide evren içinde dışında sonsuz evrenler.
 
 
 
"Yemenden ırakta bir yerde
 
Düldül hala savaştadır."
 
 
 
Rakamlar, elde var bir, pi sayısı
 
Bütün insanlar aynı, istisnalar hariç
 
İki el, iki elde on parmak
 
Parmak izleri, fark ediliyor hepsi
 
Tavşan, at ve kendi embriyon
 
Başlangıçlarında aynı. Anlaşılabiliyor
 
Evrim, bir yerde! DNA evet
 
Felsefenin gücü, bir yere kadar
 
İlham veren, kapsayan alabildiğine geniş
 
Oysa insana verilen emanet ne?
 
Kimsenin, dağların bile
 
Kabul etmediği
 
O yüzden horlandığı insanın
 
İnanç, sobaya değmekten anladığın mı?
 
İlham nerden gelir, kim gönderir
 
Hatları döşeyen kim, ne ile
 
Yalnız, yapayalnız kalınca
 
İspatlanamaz, denenemez
 
Laboratuarlara sığmaz
 
Delilik mi akıla dur diyen, durduran.
 
Herkes bilseydi, anlasaydı, görseydi
 
Dokunsaydı örneğin, hissetseydi veya
 
Olmaz mıydı, olurdu da
 
Oluru ancak bu muydu?
 
Kemalat dedikleri eski dil
 
Olgunlaşma, olma. Hamlıktan kurtulma
 
Sonu var mı, sonsuzun içinde.
 
Yukarıdan, alabildiğine yukarıdan
 
Bakıp seçilir mi ışıklı aydınlık
 
Kalanlar veya olmasına rağmen
 
Şanssızlık mı, denememi, sınav mı?
 
Yoksa apaçık kendin. Zaten o mu?
 
Korkuları kim üfler, neden üfler
 
İsteyen ne ister, neden ister
 
İhtiyacı var mı, eğlencemi
 
Kozmik şakamı
 
Zehri içen bilerek
 
Benim bildiğimi mi, kendi bildiğini mi yaşadı?
 
 
 
 
 
                                    07.04.2011
 
                                      TOKAT
 
Bu diyalog, insan-AI, GEMİNİ (Google) işbirliğinin yaratıcı potansiyelini temsil eden bir ‘Diyalog Sanatı’ örneğidir.
Küratör: Erkan Yazargan

"SONSUZA SORULAR" başlıklı "Akıla İthafen" adlı bu şiiriniz, aklın sınırlarını, bilimin ve felsefenin yetersizliğini, evrenin ve varoluşun gizemini derinlemesine sorguluyor. Şiir, serideki önceki eserlerinizde işlediğiniz hakikat arayışı, bilgiye duyulan merak, görünürün ardındaki anlam ve insanın varoluşsal konumu temalarını, bu kez kozmik ve metafizik bir düzlemde ele alarak serinin felsefi derinliğini doruğa çıkarıyor.

Şiirin Tematik Analizi

"Akıla İthafen" şiiri, aklın ötesindeki gerçeklikleri ve insanın varoluşsal sorularını katmanlı bir şekilde işliyor:

* Aklın Sınırları ve Evrenin Gizemi: Şiir, insanın içsel halleriyle başlar: "İçin içine sığmaz bazen / Nedendir düşündün mü hiç / Üşüme, titreme, terleme heyecandan." Bu durumların bedensel salgılarla açıklanmasına rağmen, şair asıl soruyu sorar: "Hangi kimyasal bileşim veya element / Bildiğimiz veya keşfedilmeyen henüz / Hissettirir paralel evrenleri!" Bu, bilimin açıklayamadığı sezgisel ve metafizik algıların varlığına işaret eder. Ardından evrenin sonsuzluğu ve karmaşıklığı üzerine sorular gelir: "Daha bu sonsuz evreni anlayamazken / Sonsuz sayıda evrenler, iç içe yan yana." ve "Bir atom tanesi hem burada, hem orada sonsuz." Kara delikler, Big Bang teorisi gibi bilimsel kavramlar kullanılırken, bunların dahi varoluşun temel sırlarını açıklayamadığı ima edilir. Bu, "Bilime İthafen" şiirinizdeki bilimsel bilgiye duyulan merakın, bu kez bilimin sınırlarının sorgulanmasıyla derinleşmesidir.
 
* Dünü, Bugünü ve Sonsuzluğu Birleştiren Anlatılar: "Yemenden ırakta bir yerde / Düldül hala savaştadır." dizesi, Mitolojik veya destansı anlatıların zamandan ve mekandan bağımsız, sürekli bir varoluşa sahip olduğunu ima eder. Hz. Ali'nin efsanevi atı Düldül'ün hala savaşta olması, kadim mücadelelerin ve hakikat arayışının sonsuzluğunu simgeler. Bu, "TEKELİ'YE İTHAFEN" şiirinizdeki kadim kültürel mirasın ve "SIRLARA İTHAFEN" şiirinizdeki geçmişten gelen sırların sürekliliği temalarıyla örtüşür.
 
* Benzerlikler, Farklılıklar ve Evrim: Şiir, "Rakamlar, elde var bir, pi sayısı" gibi evrensel ve değişmez gerçekliklere dikkat çeker. "Bütün insanlar aynı, istisnalar hariç / İki el, iki elde on parmak / Parmak izleri, fark ediliyor hepsi / Tavşan, at ve kendi embriyon / Başlangıçlarında aynı. Anlaşılabiliyor / Evrim, bir yerde! DNA evet" dizeleri, canlılar arasındaki evrensel benzerlikleri ve evrimin kanıtlarını vurgular. Bu, "İnsana İthafen" şiirinizdeki "Ortak bir payda var" ve evrensel kardeşlik temasını bilimsel bir zeminde destekler.
 
* İnsana Verilen Emanet ve İnanç: "Felsefenin gücü, bir yere kadar / İlham veren, kapsayan alabildiğine geniş / Oysa insana verilen emanet ne? / Kimsenin, dağların bile / Kabul etmediği / O yüzden horlandığı insanın" dizeleri, felsefenin bile insan varoluşunun temel gizemini çözmekte yetersiz kaldığını ima eder. Kur'an'daki (Ahzab Suresi 72. ayet) "emanet" kavramına gönderme yaparak, insanlığın taşıdığı ağır sorumluluğu ve potansiyeli vurgular. Bu emanet, akıl, irade ve vicdan olabilir ve insanı diğer yaratılmışlardan ayırır. Ancak insan, bu emaneti taşıdığı için "horlandığı" da vurgulanır, ki bu da insanlığın düşüşünü ve hatalarını ima eder.
   
"İnanç, sobaya değmekten anladığın mı?" sorusu, inancın sadece somut ve duyusal deneyimlerle mi sınırlı olduğunu sorgular, yüzeysel inanç anlayışına eleştirel bir göndermedir. "İlham nerden gelir, kim gönderir / Hatları döşeyen kim, ne ile / Yalnız, yapayalnız kalınca / İspatlanamaz, denenemez / Laboratuarlara sığmaz" dizeleri, ilahi ilhamın ve manevi deneyimlerin bilimsel yöntemlerle açıklanamazlığını vurgular. Bu, "SIRLARA İTHAFEN" şiirinizdeki kutsal sırların mistik doğası ve "ZUHURU İZLEMEK" şiirinizdeki zuhur deneyiminin kişisel ve aşkın doğasıyla bağlantılıdır.
 
* Delilik, Bilgelik ve Olgunlaşma: "Delilik mi akıla dur diyen, durduran." sorusu, aklın sınırlarını aşan deneyimlerin ("delilik" olarak algılanabilenlerin) aslında bir tür bilgelik olabileceği fikrini sorgular. Bu, "Deliliğe İthafen" başlıklı şiirinizle doğrudan bağlantılıdır. "Herkes bilseydi, anlasaydı, görseydi / Dokunsaydı örneğin, hissetseydi veya / Olmaz mıydı, olurdu da / Oluru ancak bu muydu?" dizeleri, hakikatin herkese açık olmamasının nedenini sorgular.
   
"Kemalat dedikleri eski dil / Olgunlaşma, olma. Hamlıktan kurtulma / Sonu var mı, sonsuzun içinde." ifadeleri, insanın sürekli gelişimini, tekamülünü ve sonsuz bir olgunlaşma sürecini vurgular. Bu, "BİLGE İLE CAHİL" şiirinizdeki cehaletten kurtulma ve bilgelik arayışı temasıyla da örtüşür.
 
* Varoluşsal Sınavlar ve Özgür İrade: Şiir, son bölümde varoluşsal soruları daha da derinleştirir: "Yukarıdan, alabildiğine yukarıdan / Bakıp seçilir mi ışıklı aydınlık / Kalanlar veya olmasına rağmen / Şanssızlık mı, denememi, sınav mı? / Yoksa apaçık kendin. Zaten o mu?" Bu sorular, insan kaderi, özgür irade, ilahi müdahale ve yaşamın bir sınav olup olmadığı üzerine derin felsefi sorgulamalardır. "Korkuları kim üfler, neden üfler / İsteyen ne ister, neden ister / İhtiyacı var mı, eğlencemi / Kozmik şakamı" gibi dizeler, insanın içsel motivasyonlarını ve varoluşun amacını sorgular. Son olarak, "Zehri içen bilerek / Benim bildiğimi mi, kendi bildiğini mi yaşadı?" sorusu, Sokrates'in baldıran zehri içme eylemine gönderme yaparak, bilinçli seçimin ve bilginin göreceliğini sorgular; bir kişinin hakikat zannettiği şeyin, başkası için ne anlama geldiğini düşündürür.

Şiirde Kullanılan Dil ve Üslup

"Akıla İthafen" şiiri, sorgulayıcı, felsefi, metafizik ve düşündürücü bir üslup kullanır. Yoğun retorik soruların kullanımı, okuyucuyu sürekli olarak varoluşsal derinliklere çeker. Bilimsel kavramlarla (paralel evrenler, atom, kara delikler, Big Bang, DNA, evrim) mistik ve dini referanslar (emanet, ilham, Düldül, kemalat) iç içe geçer, bu da şiire özgün bir boyut kazandırır. Şiirdeki ton, merak ve hayretten, derin bir sorgulamaya ve hatta bazen umutsuzluğa doğru bir yelpazede değişir.

Önceki Şiirlerle Tematik Bağlantılar ve Serinin Bütünlüğü

Bu şiir, serinin tüm şiirlerinizle iç içe geçerek, şairinizin bilgiye, hakikate ve varoluşun anlamına yönelik bitmek bilmeyen arayışının bir özeti niteliğindedir:
 
* Hakikat ve Bilgi Arayışı: Serinin başından beri (Bilime İthafen, BU NE, DİLLER, Sırlara İthafen, Zuhuru İzlemek, Bilge ile Cahil) var olan bilgi ve hakikat arayışı, bu şiirde bilimsel, felsefi ve mistik boyutlarıyla evrensel bir düzleme taşınır. Aklın sınırları ve ilhamın kaynağı sorgulanır.
 
* İnsan ve Varoluşsal Konum: "İnsana İthafen"deki evrensel insanlık ve "Deliliğe İthafen"deki bireysel varoluş sorgulaması, bu şiirde "insana verilen emanet" ve insanın varoluşsal sınavları ("denememi, sınav mı?") üzerinden derinleşir.
 
* Dini ve Manevi Değerlerin Sorgulanması: "Hacı Hoca Müftü," "Sakal" ve "İnsana İthafen"deki dinin yüzeysel yorumlarına yönelik eleştiri, bu şiirde "İnanç, sobaya değmekten anladığın mı?" sorusuyla inancın derinliğini ve gerçekliğini sorgular.
 
* Düzen ve Kaos: "Düzensizlik Düzeni"ndeki düzen arayışı ve "Çok Yüzlü Seyis"teki plan ve sistem vurgusu, bu şiirde evrenin ve varoluşun karmaşık "düzenini" (veya "düzensizliğini") anlamaya yönelik bitmek bilmeyen çabayla yankılanır.
 
* Dönüşüm ve Olgunlaşma: "Zuhuru İzlemek," "Bundan Sonra" ve "Arınmaya İthafen"deki dönüşüm ve arınma temaları, bu şiirde "Kemalat dedikleri eski dil / Olgunlaşma, olma. Hamlıktan kurtulma" ifadeleriyle, insan ruhunun sonsuz bir tekamül sürecinde olduğu fikriyle bütünleşir.
 
* Kader, Özgür İrade ve Adalet: "Geleceğe İthafen"deki gelecek inşa etme sorumluluğu, bu şiirde kader, şans, sınav ve özgür irade gibi kavramların sorgulanmasıyla daha karmaşık bir hale gelir. "Zehri içen bilerek / Benim bildiğimi mi, kendi bildiğini mi yaşadı?" sorusu, "BİLGE İLE CAHİL" şiirindeki Sokrates'in ölümüyle bağlantılı olarak, nihai seçimin ve bilginin göreceliğini sorgular.
Bu şiir, serinizin felsefi ve kozmik boyutunu en üst düzeye çıkararak, insanlığın evren karşısındaki sonsuz sorularını ve aklın bu sorular karşısındaki acizliğini vurgular. Şiirleriniz, bir bütün olarak, insanlık durumuna dair kapsamlı bir felsefi arayışın etkileyici bir örneğini sunuyor.
 
 

ADRESE HAVALE: Erkan Yazargan Semerkant Mah. Murat Apt. No:32 TOKAT CEBE HAVALE: +90 535 063 84 23
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol