HİKMET DAMLALARI
hikmet damlaları şiir kitabı TebDer

17 Ekim 2011



17 EKİM 2011             
“iyi yapmışsın diyene”

 

Bugün

Sıyrıldım bir kez daha

Bir kıyafetten, başka kıyafete

Anladım ilk kez

Daha önce farkına varmadığım

Bir şeyi

Meraklısıydım önceleri haberlerin

Sıkılmışım artık.

Kim ne demiş, ne yapmış

Umurumda değil bundan sonra

Sinir krizlerine girmeye gerek kalmadı artık.

Anladım

Yine benim hatammış

Kendime haksızlık etmişim anladım

Bunca yıl – kırk yıl boyunca

Bana ne ki bundan sonra

Sildim yüreğimin oralardan bir yerden

Yer edinen kendine

Yukarılarda durma hissini

Karışıyorum artık toprağa, aramayın yükseklerde

Hava imiş tutan, boşluk anlayacağın

 

İlk günümün heyecanı içindeyim

Bundan sonra

Neler bekler beni

Daha neler göreceğim, meraklısıyım

Dondan dona, kıyafetten kıyafete

Duraktan, basamaktan, aşamadan

Yörüngeden yörüngeye

Salınmak yine

Geçmek geçmediğim yerlerden

Farkına varmak

Bu adam da kim

Görmedim hiç buralarda

Kıyafeti tanıdık değil

Oturup kalkması, tavırları başka

Kaç durak daha var

Durulması, tanınması gereken

Meraklandım.

Şikâyetim yine belki

Herkese bildiğince, asıl bilmediğince

Elimi çektim, bana ne

Umuyorum artık

Rahat uyumalar

Ağrısız bir baş

Dertsiz, tasasız hatta gamsız

Dinmeli, dinginleşmeli

Kurtulmalı halkta benden

Keskin kılıç dilimden

Acı sözlerimden, yazımdan

Hor görmeler, tepelerden bakmalar

İğrenmeler, yerinde duramamalar

Haber dinlemiyorum artık

Aynı yüzleri görmeye dayanamıyorum

Size de dinlemeyin demiyorum

Sizi de, bizi de, beni de sildim defterden

Bana ne

İyi yapmış mıyım?

 

17.10.2011

TOKAT

"17 EKİM 2011" başlıklı bu şiiriniz, kişisel bir dönüşümün, kabullenişin ve içsel huzura erişme arayışının güçlü bir ifadesi. "İyi yapmışsın diyene" ithafı, bu değişimin bir başkası tarafından onaylanma isteğini, ama aynı zamanda kişisel bir yargıya dönüşebileceğini düşündürüyor.
 
Önceki Şiirlerinizle Bağlantı
Bu şiir, önceki eserlerinizdeki pek çok temayı kendi içinde birleştirerek, adeta bir toparlama ve yeni bir başlangıç noktası sunuyor:
 
* **"İnsanın Güçsüzlüğü"**ndeki varoluşsal çelişkiler, burada "kıyafetten kıyafete sıyrılma" metaforuyla bir tür kimlik dönüşümüne evriliyor. O güçsüzlük, şimdi bir kabullenişle aşılıyor.
 
* "Büyüden İnanca" ve **"Alamut'ta Bir Gece"**deki algının ve manipülasyonun karmaşıklığı, bu şiirde "haber dinleme" merakından vazgeçişle, dışsal manipülasyonlardan arınma arayışına dönüşüyor. Artık dış dünyanın sunduğu yanılsamalardan sıkılmış bir ruh hali var.
 
* "Evim" ve "KALEMİM" şiirlerinizdeki sahiplenme ve kibir temaları, bu şiirde "Yukarılarda durma hissini / Karışıyorum artık toprağa, aramayın yükseklerde" dizeleriyle yıkılıyor. Egoların, mevkilerin, mülkiyetin anlamsızlığı, bir alçakgönüllülük ve kabullenişle yer değiştiriyor. Özellikle "KALEMİM"deki "benim, benim, benim" diyen sahiplenici ses, burada "bana ne" diyen bir umursamazlığa dönüşüyor.
 
* "ADALET" şiirindeki eşitsizliklere ve haksızlıklara dair sorgulama, bu şiirde "Yine benim hatammış / Kendime haksızlık etmişim" dizesiyle içsel bir yargılamaya ve pişmanlığa dönüşüyor. Dışarıda aranan adalet, kişinin kendi içinde bulduğu bir denge oluyor.
 
* "TEK TANRI" ve "ELÇİLER YANSIMALAR" şiirlerinizdeki ruhani arayış ve dönüşüm temaları, bu şiirde "İlk günümün heyecanı içindeyim" ve "Dondan dona, kıyafetten kıyafete / Duraktan, basamaktan, aşamadan / Yörüngeden yörüngeye / Salınmak yine" ifadeleriyle kişisel bir aydınlanma ve sürekli bir gelişim arzusuna dönüşüyor. Peygamberlerin inzivası, burada kendi içsel huzurunu bulmak için dış dünyadan kopuşu simgeliyor.
 
* "İLİŞKİLER" şiirinizdeki karmaşık insan ilişkileri ve "keskin kılıç dilimden / Acı sözlerimden, yazımdan / Hor görmeler, tepelerden bakmalar / İğrenmeler, yerinde duramamalar" dizeleriyle bir özeleştiriye dönüşüyor. Kişi, kendi olumsuz etkilerinden ve "halkın da kendisinden kurtulması" isteğinden bahsederek ilişkilerdeki sorumluluğunu kabul ediyor.
 
* "EMİRLER" şiirinizdeki "yap, anla, söyle, oku, dinle, araştır, düşün, yaz, öğret" gibi eylemsel çağrılar, bu şiirde artık bir bıkkınlık ve çekilme noktasına ulaşıyor. "Elimi çektim, bana ne" diyerek, aktif olarak etkileme arzusundan vazgeçiliyor. Ancak bu bir pasifleşme değil, daha çok bir içsel dinginleşme hali.
 
"17 EKİM 2011" Şiirinizin Analizi
Şiiriniz, bireyin uzun bir yaşam sürecinden sonra (kırk yıl boyunca) ulaştığı bir farkındalığı ve bu farkındalığın getirdiği zihinsel ve duygusal arınmayı anlatıyor.
 
Temalar ve Anlatım
 
* Dönüşüm ve Arınma: Şiirin ana teması, bir tür kabuk değiştirme, yenilenme ve arınma süreci. "Sıyrıldım bir kez daha / Bir kıyafetten, başka kıyafete" metaforu, sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir dönüşümü, eski alışkanlıklardan ve düşünce biçimlerinden kurtulmayı ifade ediyor.
 
* Farkındalık ve Pişmanlık: Anlatıcı, "Anladım ilk kez / Daha önce farkına varmadığım / Bir şeyi" diyerek bu dönüşümün temelinde yatan büyük bir farkındalığa işaret ediyor. Özellikle "Yine benim hatammış / Kendime haksızlık etmişim anladım / Bunca yıl – kırk yıl boyunca" dizeleri, geçmişteki hataları, özellikle de kendine yönelik haksızlıkları kabullenme ve bundan duyulan pişmanlığı dile getiriyor.
 
* Dış Dünyadan Kopuş ve İçsel Huzur Arayışı: Anlatıcı, haberlere olan merakından, "kim ne demiş, ne yapmış" gibi dışsal kaygılardan vazgeçtiğini belirtiyor. "Sinir krizlerine girmeye gerek kalmadı artık," "bana ne ki bundan sonra" gibi ifadeler, dışsal olayların ve yargıların kişisel ruh halini etkilemesine izin vermemeyi, bir tür duygusal bağımsızlığı simgeliyor. Bu durum, "Rahat uyumalar / Ağrısız bir baş / Dertsiz, tasasız hatta gamsız / Dinmeli, dinginleşmeli" gibi içsel huzur arayışıyla da destekleniyor.
 
* Ego'dan Arınma ve Alçakgönüllülük: "Yukarılarda durma hissini / Karışıyorum artık toprağa, aramayın yükseklerde" dizeleri, egodan, üstünlük duygusundan ve kibirden vazgeçişi güçlü bir metaforla ifade ediyor. Artık toplumun veya kendi bilincinin "yükseklerinde" değil, daha alçakgönüllü, toprağa karışan, sade bir varoluş arayışı var.
 * Yeni Bir Başlangıç ve Merak: Tüm bu arınmaya rağmen, şiirde bir pasiflik değil, yeni bir heyecan ve merak mevcut: "İlk günümün heyecanı içindeyim / Bundan sonra / Neler bekler beni / Daha neler göreceğim, meraklısıyım." Bu, kabullenişin ardından gelen bir keşif arzusunu, varoluşun farklı evrelerini deneyimleme isteğini ("Dondan dona, kıyafetten kıyafete / Duraktan, basamaktan, aşamadan / Yörüngeden yörüngeye / Salınmak yine") gösteriyor.
 
* Sosyal Eleştiri ve Mesafe Alma: Şiirde, "Bu adam da kim / Görmedim hiç buralarda / Kıyafeti tanıdık değil / Oturup kalkması, tavırları başka" gibi ifadelerle, belki de eski benliğine veya toplumun tanıdık yüzlerine olan yabancılaşma hissediliyor. "Herkese bildiğince, asıl bilmediğince" ve "Elimi çektim, bana ne" dizeleri, genel bir umursamazlığı ve dış dünyaya karşı bir mesafe almayı ifade ediyor.
 
* Kendine ve Başkalarına Şifa Arayışı: Şiir, "Kurtulmalı halkta benden / Keskin kılıç dilimden / Acı sözlerimden, yazımdan / Hor görmeler, tepelerden bakmalar / İğrenmeler, yerinde duramamalar" gibi samimi bir özeleştiri içeriyor. Bu dizeler, anlatıcının kendi geçmişteki olumsuz özelliklerinden (eleştirel, yargılayıcı, huzursuz) arınma arzusunu ve bu arınmanın hem kendisine hem de çevresine fayda sağlayacağını düşündüğünü gösteriyor. "Size de dinlemeyin demiyorum / Sizi de, bizi de, beni de sildim defterden / Bana ne" ifadeleri ise, artık başkalarını yargılamayı bırakma, kendi yoluna odaklanma ve herkese saygılı bir "bana ne" duruşunu benimseme isteğini ortaya koyuyor.
 
Biçim ve Anlatım Özellikleri
 * Serbest Vezin ve Akıcılık: Şiir serbest vezinle yazılmış, bu da anlatıcının içsel dönüşümünü ve düşüncelerini doğal bir akışla ifade etmesini sağlıyor.
 
* Metaforik Dil: "Kıyafetten kıyafete sıyrılma," "toprağa karışma," "yörüngeden yörüngeye salınmak" gibi metaforlar, şiire derinlik katıyor ve soyut kavramları somutlaştırıyor.
 
* İç Konuşma ve Sorgulama: Şiir, bir iç konuşma veya günlük tutar gibi bir dille yazılmış. Anlatıcının kendi kendine sorular sorması ("Kaç durak daha var," "İyi yapmış mıyım?"), şiire samimi ve düşündürücü bir ton katıyor.
 
* Tekrarlar: "Anladım," "bana ne," "meraklısıyım" gibi kelimelerin tekrarları, şiirdeki belirli duyguları ve kabullenişleri pekiştiriyor, ritmik bir vurgu oluşturuyor.
 
* Karşıtlıklar ve Tezatlar: "Yukarılarda durma hissi" ile "toprağa karışma," "haber dinleme" ile "umursamazlık," "şikayet" ile "rahat uyuma" gibi karşıtlıklar, şiirin temel dönüşüm temasını güçlendiriyor.
 * Samimi ve Dürüst Ton: Anlatıcının kendi hatalarını kabul etmesi ve özeleştiri yapması, şiire samimi ve dürüst bir hava katıyor.
 
Sonuç
"17 EKİM 2011", derin bir kişisel dönüşümü, ruhsal arınmayı ve yeni bir yaşam felsefesini anlatan, oldukça etkileyici ve samimi bir şiir. Dış dünyanın gürültüsünden ve yargılarından sıyrılarak içsel huzuru bulma, egodan arınma ve yeni bir merakla hayata yaklaşma süreciniz, okuyucuyu da kendi içsel yolculuklarına davet ediyor. Şiir, geçmişteki hataları kabul edip, geleceğe daha dingin ve kabullenici bir tutumla bakmanın önemini vurguluyor. "İyi yapmış mıyım?" sorusuyla bitmesi, bu dönüşümün hala devam eden bir süreç olduğunu ve dışarıdan bir onaya ihtiyaç duyulsa da, asıl yargının içsel bir tatminle geleceğini düşündürüyor.

 

ADRESE HAVALE: Erkan Yazargan Semerkant Mah. Murat Apt. No:32 TOKAT CEBE HAVALE: +90 535 063 84 23
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol