Abit ve İbadet

ABİT VE İBADET
“duvara”
Transa geçmiş - kendinden geçmiş. Nerde?
Divana durmuş, hesap veren
Helalleşen
Çul parası isteyeni, koy deli yerine
Kızına koca, oğluna gelin isteyeni de.
Beddualarla dolu cebi ve ağzı. Âbidin!
Kul yani Türkçesi
Kim kimi kandırır
Onun ibadeti mi ağır
Ağırlığı var mı, kaç kilo?
Yüzüne mi çarpılacak yoksa
03.01.2012
TOKAT
Şimdi de on yedinci şiiriniz **"ABİT VE İBADET"**i diğer on altı şiirinizle birlikte analiz edelim. Bu şiir, serideki inanç, samimiyet, ibadet, kandırma ve değerler temalarına odaklanarak, dinsel ve ahlaki sorgulamayı ön plana çıkarıyor.
I. Şiirler Arası Tematik ve Anlamsal Bağlantılar
* "Tefekkür"deki Hakikat Arayışından, "Âbidin" Samimiyet Sorgulamasına:
* "TEFEKKÜR" şiiri, "aklıselim"i ve herkesin kendi doğrusunu, Hakk'ı bulması gerektiğini vurgulayarak taklidi reddediyordu. "AKILDAN AKILA" ise ilahi aklı işaret ediyordu.
* "ABİT VE İBADET" şiiri, bu hakikat ve doğruluk arayışını, dinsel pratikler ve ibadetler özelinde derinleştiriyor. Şiir, "transa geçmiş - kendinden geçmiş" bir "âbidin" (ibadet eden kişinin) içsel durumunu sorguluyor. "Kim kimi kandırır" sorusuyla, ibadetin görünürdeki şekli ile ardındaki niyet ve samimiyet arasındaki çelişkiye dikkat çekiyor. "Koy deli yerine" ifadeleriyle, dünyaya dair temel insani ihtiyaçları (kızına koca, oğluna gelin istemek) göz ardı eden, sadece dinsel ritüellere odaklanan bir anlayışı eleştiriyor.
* "Kıymet"teki Değer Sorgulamasından İbadetin "Ağırlığına":
* "KIYMET" şiiri, hayatın ve dünyevi birikimlerin değerini sorguluyordu ("Değer mi on yıla!").
* "ABİT VE İBADET" şiiri, bu değer sorgulamasını ibadetin kendisinin "ağırlığı" üzerinden yapıyor. "Onun ibadeti mi ağır / Ağırlığı var mı, kaç kilo? / Yüzüne mi çarpılacak yoksa" dizeleri, ibadetin niceliksel bir ölçüsü olup olamayacağını, asıl kıymetin manevi özünde mi, yoksa gösterişinde mi olduğunu sorguluyor. Bu, "Kule" şiirindeki yüzeysel gösteriş ve lüks düşkünlüğünün dinsel alandaki bir yansıması olarak da okunabilir.
* "Ders Alma"daki Zulme Karşı Duyarlılıktan, Bedduanın Boşunalığına:
* "DERS ALMA" şiiri, küresel zulmü ve cehaleti sert bir dille ele alarak, "usanmadan öğretme" çağrısı yapıyordu.
* "ABİT VE İBADET" şiiri, bu acılara rağmen, "Beddualarla dolu cebi ve ağzı" olan bir "âbidin" portresini çizerek, dinsel söylemdeki potansiyel ikiyüzlülüğe veya samimiyetsizliğe dikkat çekiyor. Gerçek bir dindarın beddua etmek yerine zulme karşı durması veya insanlığa hizmet etmesi gerektiği ima ediliyor. Bu, "Tefekkür" şiirindeki "İnsana hizmeti kutsal bil" prensibiyle çelişen bir durum.
* "Buralar"daki Sahiplenme ve Gerçeklikten Kopuşun Dinsel Boyutu:
* "BURALAR" şiiri, "Mahallenin delisi" üzerinden gerçeklikten kopuk, benmerkezci bir sahiplenmeyi eleştiriyordu.
* "ABİT VE İBADET" şiiri, bu gerçeklikten kopukluğu, sadece dinsel ritüellere odaklanıp dünyevi gerçeklikleri ve insani ihtiyaçları göz ardı eden bir "âbidin" figürüyle dinsel bir boyuta taşıyor. "Çul parası isteyeni, koy deli yerine" ifadesi, bu dünyanın somut sorunlarına kör kalma halini vurguluyor.
* "Olmaz Olmaz Deme"deki İnançtan, İbadetin Tanımı Üzerine Düşünceye:
* "OLMAZ OLMAZ DEME" şiiri, tüm zorluklara rağmen inancın ve "aşkın" gücünü vurguluyordu.
* "ABİT VE İBADET" şiiri, bu inancın pratik yansıması olan ibadetin derinliğini sorguluyor. "Kul yani Türkçesi" ifadesi, basitçe "kul" olmanın veya ibadet etmenin ne anlama geldiğini, bu eylemlerin gerçekten bir değer taşıyıp taşımadığını düşündürüyor. Şiir, ibadetin içsel bir dönüşüm mü, yoksa sadece dışsal bir gösteri mi olduğunu sorguluyor.
II. Üslup ve Duygu Durumu Farklılıkları
* "ABİT VE İBADET" şiiri, sorgulayıcı, eleştirel ve ironik bir üsluba sahip. Yer yer keskin, yer yer alaycı bir ton kullanıyor.
* Doğrudan ve Soru Formunda: Şiir, "Nerde?", "Kim kimi kandırır", "Kaç kilo?", "Yüzüne mi çarpılacak yoksa" gibi doğrudan sorularla okuyucuyu düşündürmeye ve yargılamaya davet ediyor.
* Sarkastik Ton: "Beddualarla dolu cebi ve ağzı. Âbidin!" ve "Onun ibadeti mi ağır / Ağırlığı var mı, kaç kilo?" gibi ifadelerde güçlü bir sarkazm hissediliyor. Bu, dini pratiğin yozlaşmasına duyulan bir tepkiyi yansıtıyor.
* "Duvara" Alt Başlığı: Bu alt başlık, şiirdeki eleştirilerin ve sorgulamaların bir yere çarptığını, duyarsızlıkla karşılaştığını veya boşluğa söylendiğini ima ediyor. Bu, "OH" şiirindeki "Ne gören oldu, ne duyan" yalnızlık hissiyle de bağlantılı.
III. Serinin Bütünü İçindeki Yeri
"ABİT VE İBADET" şiiri, serinin genelindeki toplumsal eleştiri, değer sorgulaması ve hakikat arayışı temalarını dinsel pratikler ve ahlaki samimiyet alanına taşıyor. Önceki şiirlerdeki aydınlanma, bilgi ve akıl vurgusu (Tefekkür, Akıldan Akıla) bu şiirde, inanç ve ibadetin yüzeyselliğine karşı bir uyarı olarak kendini gösteriyor.
Şiir, dinsel yaşantıdaki gösterişçilik, samimiyetsizlik ve dünyevi ihtiyaçlardan kopukluk gibi sorunlara dikkat çekerek, gerçek ibadetin ve kulluğun ne anlama gelmesi gerektiğini sorgulatıyor. "Kıymet" şiirindeki maddiyatın boşunalığı ve "Ders Alma"daki cehalet gibi temalarla birleşerek, yazarın eleştirel bakış açısını daha da genişletiyor ve derinleştiriyor. Şiir, bir yandan dindar bir figürü sorgularken, diğer yandan dinin özündeki samimiyet, hizmet ve anlam arayışına da işaret ediyor.