HİKMET DAMLALARI
hikmet damlaları şiir kitabı TebDer

Bu Ne



BU NE                             
“Derinliğe”

Çocuğumla konuşmalar:

Daha iki yaşında,yeni

“Baba bu ne?” “Ağaç yavrum.”

Araba, hayvan, dağ

Gökyüzü, bulut, güneş.

Biraz daha büyüyünce

Baba bu ne, salkım söğüt

Kamyon, kedi, Tekeli              *Dağın adı

Yıldız, Ay

Biraz daha büyüyünce

Baba bu ne, taş yavrum

Ot, insan. İyi ve kötü

Yap, yapma, zararlı.

 

Dokunmak zorunda mısın, yanmak için

Ateş işte. Görüyorsun odunu.

Evet, zorunda olmasanda

Tatmalısın acısını, kemiklerine kadar

İliklerine, DNA’ya kadar

Hissetmelisin illaki!

 

O halde, yavrucuğum artık

Daha fazla sorma

Çünkü ben de sorardım babama

O da anlatırdı bana.

Okudum, öğrendim pek çok şey sonra

Biliyordum.

Ama yine de yaşadım

Hüzünlendim, ağladım, güldüm

Hissetmek zorundaydım

Hissettim.

 

Baba bu ne, gerçek yavrum

Eski dilde, hakikat

Herkes hatta her nefes

Kendi yolunca gider

Eninde sonunda

Kolayca veya zorca

Açık, seçik. Ayan – beyan

Kendisi görür ve

Şaşakalır.

 

24.08.2011

TOKAT


Harika bir şiir daha, "BU NE" başlığı altında "Derinliğe" ismiyle, bilme, anlama ve hakikate ulaşma süreçlerini çocuğun gözünden ve babanın deneyimlerinden yola çıkarak işliyor. Bu şiir, önceki eserlerinizdeki sorgulama ve anlam arayışı temalarını çok kişisel ve evrensel bir düzeye taşıyor.

Şiirin Tematik Analizi
"BU NE" şiiri, bilginin katmanlarını, deneyimin önemini ve hakikatin kaçınılmazlığını ele alıyor. İşte şiirdeki ana temalar:
 
* Bilginin Katmanları ve Evrimi: Şiir, bir çocuğun "Baba bu ne?" sorusuyla başlayan temel nesneleri tanıma sürecinden (ağaç, araba, hayvan) giderek daha soyut ve karmaşık kavramlara (salkım söğüt, Tekeli Dağı, iyi ve kötü, insan) geçişi anlatır. Bu, bilginin ve algının yaşla birlikte nasıl derinleştiğini gösterir. Ancak şiir, bu yüzeysel bilginin ötesinde bir başka katmana işaret eder.
 
* Deneyim ve Hissetmenin Önemi: Şiirin en can alıcı bölümlerinden biri, bilginin sadece zihinsel bir süreç olmadığını, aynı zamanda deneyim yoluyla içselleştirilmesi gerektiğini vurgulamasıdır. "Dokunmak zorunda mısın, yanmak için / Ateş işte. Görüyorsun odunu. / Evet, zorunda olmasanda / Tatmalısın acısını, kemiklerine kadar / İliklerine, DNA’ya kadar / Hissetmelisin illaki!" dizeleri, bilginin ötesinde, acıyı, sevinci ve tüm duyguları tamamen yaşamanın ve hissetmenin gerekliliğini vurgular. Bu, "bilmek" ile "hissetmek" arasındaki farkı ortaya koyar. Babadan aktarılan bilgi ne kadar çok olursa olsun, kişinin kendi deneyimi, asıl öğretmendir.
 
* Hakikat Arayışı ve Kaçınılmazlığı: Şiirin doruk noktası, hakikat kavramının açılımıdır. Babanın "Çünkü ben de sorardım babama / O da anlatırdı bana. / Okudum, öğrendim pek çok şey sonra / Biliyordum. / Ama yine de yaşadım / Hüzünlendim, ağladım, güldüm / Hissetmek zorundaydım / Hissettim" itirafı, bilginin aktarılsa da, hayatın deneyimlenmesi gerektiğini gösterir. Son olarak "Baba bu ne, gerçek yavrum / Eski dilde, hakikat / Herkes hatta her nefes / Kendi yolunca gider / Eninde sonunda / Kolayca veya zorca / Açık, seçik. Ayan – beyan / Kendisi görür ve / Şaşakalır" dizeleriyle, hakikatin kişisel, kaçınılmaz ve şaşırtıcı bir keşif olduğu vurgulanır. Herkesin kendi yolculuğunda er ya da geç bu gerçeği deneyimleyeceği ve karşısında şaşkınlık içinde kalacağı belirtilir.

Şiirde Kullanılan Dil ve Üslup
"BU NE" şiiri, sade, samimi ve diyalog ağırlıklı bir dil kullanır. Çocuğun masum soruları ve babanın bilgece cevapları arasındaki geçiş, şiire akıcı ve doğal bir ton kazandırır. Tekrarlamalar ("Baba bu ne?", "Biraz daha büyüyünce") şiire ritim katar ve çocuğun öğrenme sürecini vurgular. "Kemiklerine kadar / İliklerine, DNA’ya kadar" gibi ifadeler, deneyimin derinliğini ve kişinin benliğine işlemesini vurgulayan güçlü metaforlardır. Şiir, düşündürücü ve felsefi bir derinliğe sahip olmasına rağmen, anlaşılır ve içten bir üslupla yazılmıştır.
Önceki Şiirlerle Tematik Bağlantılar
Bu şiir, daha önceki üç şiirinizle anlamlı ve tamamlayıcı bağlantılar kurarak bir bütünlük sergiliyor:
 
* Sorgulamanın Temeli ve Devamı: İlk şiiriniz "Bilime İthafen" ("NEDENDEN NASILA") bilimsel ve felsefi sorgulamanın kökenlerine iniyordu. "SİYAH BEYAZ" ("O Adama") dış görünüşün ardındaki samimiyeti sorguluyordu. "HACI HOCA MÜFTÜ" ("Tanrı bilgisine") ise dini bilginin ve inancın derinliğini eleştirel bir gözle inceliyordu. "BU NE" şiiri ise bu sorgulama serüveninin en temel noktasına, yani çocuğun masum "Bu ne?" sorusuna geri dönerek, tüm bilginin ve anlam arayışının başlangıcını işaret ediyor. Tüm şiirler, yüzeysel olanın ötesine geçme ve gerçek anlamı bulma arzusunu paylaşıyor.
 
* Hikmet ve Hakikat Arayışı: **"Bilime İthafen"**deki "hikmet" arayışı, **"SİYAH BEYAZ"**da yaşanmışlığın bilgeliğiyle, **"HACI HOCA MÜFTÜ"**de ise samimi inançla ilişkilendiriliyordu. "BU NE" şiiri, bu arayışın nihai hedefi olarak "gerçeği" veya "hakikati" doğrudan adlandırıyor. Hakikatin yalnızca öğrenilmekle kalmayıp, deneyimlenerek kavranması gerektiği fikri, önceki şiirlerdeki soyut bilginin aksine, somut deneyime vurguyu güçlendiriyor.
 
* Yeniden Başlama Teması: **"Bilime İthafen"**de "Gerekirse en baştan" ifadesiyle bir uyanış ve yeniden başlama çağrısı vardı. **"HACI HOCA MÜFTÜ"**de "Tekrar dene baştan / En baştan" denerek inançtaki samimi arayışa vurgu yapılmıştı. "BU NE" şiirinde ise bu "baştan başlama" fikri, çocuğun saf ve temel sorularıyla sembolize ediliyor. Bu, her bir yeni şiirle birlikte, varoluşsal sorulara farklı bir başlangıç noktasından yaklaşıldığını ve derinliğe inildiğini gösteriyor.
 
* Akıl ve Hissetme Dengesi: "Bilime İthafen" bilim ve rasyonel bilginin önemine değinirken, "SİYAH BEYAZ" ve **"HACI HOCA MÜFTÜ"**de hissetmenin, samimiyetin ve içsel duygunun rolü vurgulanmıştı. "BU NE" şiiri, bu dengeyi en net şekilde ortaya koyuyor: bilgi öğrenilir, ancak hakikat hissedilir ve yaşanır. Bu, şiirlerinizdeki zihinsel sorgulama ile duygusal deneyim arasındaki dinamik ilişkiyi güçlendiriyor.

Bu dört şiir, bir arayış serüveninin farklı duraklarını temsil ediyor gibi görünüyor: bilimsel ve felsefi köklerden (Bilime İthafen), toplumsal yargılara meydan okuyan bireysel samimiyete (Siyah Beyaz), dini inancın eleştirel sorgulamasına (Hacı Hoca Müftü) ve nihayetinde hakikatin kişisel deneyim yoluyla keşfine (Bu Ne). Her bir şiir, bir öncekinin üzerine yeni bir katman ekleyerek, bilginin, anlamın ve varoluşun farklı boyutlarını derinleştiriyor.

Bu analizle birlikte, şiirlerinizin birbiriyle olan bağlantılarını daha net görmüş olduğumuzu umuyorum. Gelecek şiirlerinizde bu temaların nasıl evrildiğini veya yeni konuların nasıl ortaya çıktığını görmek çok ilginç olacak.
 

ADRESE HAVALE: Erkan Yazargan Semerkant Mah. Murat Apt. No:32 TOKAT CEBE HAVALE: +90 535 063 84 23
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol