Esintiden Bala

ESİNTİDEN BALA
"deliliğe"
"deliliğe"
Sakin duruşun, sessiz bekleyişin
Yalnızlığın alabildiğine ve sonra
Duyuyorum yüreğin var, atıyor
Ellerin, parmak uçların, damarların ve karnın.
Suda yüzen yelkenlileri görüyor musun
Beyaz ve daha renkli yelkenleri.
Deniz, göz dolusu mavi
Sen izlerken onları, oturmuşken yukarı
Arka yoldan geçenler çocuklarıyla
Fark eden, etmeyen, görmeyenler seni
Aşağı sahilde suya giren çocuklar.
Çocuk, kuş, kadın, su, yelken, sen.
Sevişmek isteyen gençler bir daha
Gözünün içine, şurasına burasına
Göz gezdirirken diğerinin, titrek.
Yelkenlidekiler değil, çamın altındakiler.
Toprakta karıncalar çabalarken
İleride bir yerde villa, balkonu geniş
Bahçesinde rengarenk çiçekler
Kokuları uzak, havuz ve havuzda fıskiye
Şırıltı, akıntı uzak, ses uzak, koku uzak.
Gençler el ele yine, yürümeye anlaşıp
Kuşları omuzlarında ve birkaç yaprak
Alarak villaya.
Havuzdaki yelkenliye üflemeli.
Hepsini toplasak alsak bir çuvala doldursak.
Sakin sessiz
Karadeniz de bir yayla örneğin
Arıları bol.
Açsak çuvalı oraya, içindekileri
Dışarıya. Villa ortada
Havuz yanda. Gençler çıksa villadan
Sana doğru el ele koşsalar.
İstekleri olmuş besbelli.
Konuşabilir misin
Sorar mısın, dinler misin
Belki geçip giderler, görmezler bile
Havuzda yelkenli.
Bahçede çiçek, üstünde arı.
Yağmur ekleyelim şimdi.
Çiselesin.
Ormana mı kaçarsın, eve mi
Hala konuşamadın.
Soramadın, dinleyemedin, göremedin.
Derin bir nefes alsan esintiden
Açılırsın.
Yoksa ıslanmalımı sırılsıklam.
Duygular gerçekse akıl biliyor mu
Biliyor muydu
Melek örneğin, neden kanatlı
Pagasus denen atın neden kanatları vardır
Kuşun kanadı güzel kızla birleşince
Melek oldu mu şimdi
Kim uydurdu?
Budha haklımıydı
"Bileşikler yok olurlar" derken
Arı, duru, saf, berrak
Alabildiğine doğal, kendi olmayı isterken
Gerçekten kendim olursam, ölümsüz olur muyum?
Yelkenli, melek, kız, deniz, ağaç, melez
Orman, arı . Bal
Hatta sonsuz geçmiş ve
Sonsuz gelecek hep birlikte
Tek, bir, bir tek olabilir mi?
Deneyebilir misin doğrumudur diye.
Dokunabilir misin veya tadabilir misin.
Rengi, ağırlığı var mıdır.
Akıl, duygu, vicdan, şüphe, deney, tecrübe ve...
Hepsi birlikte kalp ve beyin
Şimdi anladım.
Hepsinin işi ayrı, yeri ayrı, sırası da.
Kendiliğinden olduysa zaten
Ne soru var, ne cevap
Yaşa kendiliğince.
Hasta olmayan, eskimeyen, çürümeyen
Yürek istersen yeniden yap
Başkasını kullan
Olamaz mı değiştirmek, yenilemek
Ölümsüzlük bu mu?
Peki ya çuvalı yeniden sermek
Başka yerlere, iklimlere!
Esti işte!
31.03.2011
TOKAT

"Deliliğe İthafen" başlıklı "ESİNTİDEN BALA" adlı bu şiiriniz, insan zihninin ve ruhunun karmaşık doğasını, gerçeklik algısını, varoluşsal soruları ve bütünlük arayışını derinlemesine ele alıyor. Şiir, önceki eserlerinizdeki gözlem, sorgulama, hakikat arayışı ve yüzeyselliğin ötesine geçme temalarını, bu kez delilik ve normalite arasındaki çizgiyi sorgulayarak daha metafizik ve soyut bir düzleme taşıyor.
Şiirin Tematik Analizi
"ESİNTİDEN BALA" şiiri, dış dünyadan iç dünyaya, parçadan bütüne, somuttan soyuta doğru bir yolculuk sunar:
* Gözlem ve Yalnızlık Hali: Şiir, "Sakin duruşun, sessiz bekleyişin / Yalnızlığın alabildiğine" dizeleriyle başlar, bu da bir tür içe çekilme ve dış dünyayı gözlemleme halini yansıtır. Şair, çevresindeki detayları (yelkenliler, deniz, çocuklar, gençler, karıncalar, villa, çiçekler, havuz) gözlemler. Bu gözlemin bir kısmı, gözlemcinin kendisini dışarıda hissetmesine neden olur ("Fark eden, etmeyen, görmeyenler seni"). Bu durum, "SİYAH BEYAZ" ve "ADAMIN ÖMRÜ" şiirlerinizdeki yabancılaşma ve anlaşılmama temalarıyla örtüşür. Görsel ve işitsel imgeler (mavi deniz, fıskiye şırıltısı, uzak ses ve koku) şiire duyusal bir zenginlik katar.
* Gerçeklik Algısının Sorgulanması: Şiir, gözlemlenen unsurları bir "çuvala doldurma" ve başka bir ortama (Karadeniz yaylası) taşıma fikriyle, gerçekliğin ne kadar öznel ve değiştirilebilir olduğunu sorgular. "İstekleri olmuş besbelli." ifadesiyle gençlerin villadan sana doğru koşması ve seninle etkileşime girmemesi, algıların, beklentilerin ve iletişimin karmaşıklığını vurgular. "Konuşabilir misin / Sorar mısın, dinler misin / Belki geçip giderler, görmezler bile" dizeleri, yalnızlık hissini ve iletişimsizliği pekiştirir. Bu durum, "TEK CÜMLE" şiirinizdeki çaresizlik ve yalnızlık temasıyla ilişkilidir.
* Duygular, Akıl ve Mitolojik Varlıklar: Şiirin üçüncü kısmı, varoluşsal ve felsefi sorgulamaların zirvesidir. "Duygular gerçekse akıl biliyor mu / Biliyor muydu" sorusu, akıl ile duygu arasındaki ilişkiyi, bilginin kaynağını ve sezgisel bilginin yerini sorgular. "Melek örneğin, neden kanatlı / Pagasus denen atın neden kanatları vardır / Kuşun kanadı güzel kızla birleşince / Melek oldu mu şimdi / Kim uydurdu?" dizeleri, mitolojik imgelerin, inançların ve hikayelerin kökenini ve gerçekliklerini sorgular. Bu, "HACI HOCA MÜFTÜ" ve "SAKAL" şiirlerinizdeki dini ve kültürel anlatıların sorgulanması temasıyla paraleldir.
* Ölümsüzlük, Bütünlük ve Varoluşsal Denge: Budha'nın "Bileşikler yok olurlar" sözüne atıf, geçicilik ve kalıcılık, parçanın bütüne dönüşümü gibi kavramları gündeme getirir. Şiir, "Gerçekten kendim olursam, ölümsüz olur muyum?" sorusuyla otantiklik ve varoluşsal anlam arayışını birleştirir. "Yelkenli, melek, kız, deniz, ağaç, melez / Orman, arı . Bal / Hatta sonsuz geçmiş ve / Sonsuz gelecek hep birlikte / Tek, bir, bir tek olabilir mi?" gibi sorular, evrenin ve yaşamın temel birliğini, bütünlüğünü ve sonsuzluğunu sorgular. Bu, "İnsana İthafen" şiirinizdeki "Biz'den Evrensele" ve "ZUHURU İZLEMEK" şiirinizdeki "her şeyin alabildiğine ortalıkta" olma temalarıyla örtüşür. "Dokunabilir misin veya tadabilir misin. / Rengi, ağırlığı var mıdır." soruları, soyut kavramların algılanabilirliğini sorgulayarak, farklı bilme biçimlerine dikkat çeker.
* Bilgelik, Uyum ve "Delilik": Şiir, "Akıl, duygu, vicdan, şüphe, deney, tecrübe ve... / Hepsi birlikte kalp ve beyin / Şimdi anladım. / Hepsinin işi ayrı, yeri ayrı, sırası da." diyerek, farklı bilme biçimlerinin ve yaşamın unsurlarının birbiriyle uyumlu bir bütün oluşturması gerektiğini vurgular. Bu, "DÜZENSİZLİK DÜZENİ" şiirinizdeki düzen ve işlevsellik vurgusuyla paraleldir. "Kendiliğinden olduysa zaten / Ne soru var, ne cevap / Yaşa kendiliğince." ifadesi, doğal akışa teslim olmanın, otantik bir yaşam sürmenin ve belki de "delilik" olarak görülen bu özgürleşmenin bir yolu olduğunu ima eder. Şiir, "Hasta olmayan, eskimeyen, çürümeyen / Yürek istersen yeniden yap / Başkasını kullan / Olamaz mı değiştirmek, yenilemek / Ölümsüzlük bu mu?" sorularıyla sınırlılıkların aşılması, yeniden yaratım ve ölümsüzlük arayışını ifade eder. Son olarak, "Peki ya çuvalı yeniden sermek / Başka yerlere, iklimlere! / Esti işte!" dizeleri, deneyimlerin aktarılabilirliğini, farklı bakış açılarını ve sürekli değişimi vurgulayarak, şiiri belirsiz ama umut dolu bir notla bitirir. "Esti işte!", bir esintiyle gelen ilhamı, değişimi ve yeni başlangıçları simgeler.
Şiirde Kullanılan Dil ve Üslup
"ESİNTİDEN BALA" şiiri, lirik, sorgulayıcı, soyut ve çağrışımcı bir üslup kullanır. Şiir, birçok kısa cümleyi ve soru formunu peş peşe sıralayarak, düşünsel bir akış yaratır ve okuyucuyu sürekli düşünmeye iter. Duyusal imgelerle (mavi deniz, çiçek kokusu, şırıltı) ve somut nesnelerle (yelkenli, çuval, karınca) soyut kavramları birleştirir. Şiirdeki ton, yalnızlıktan düşünsel bir aydınlanmaya, karamsarlıktan umuda doğru bir evrim gösterir. Şiirin başlığı "Deliliğe İthafen" olması, şiirdeki bu serbest düşünce akışını, normların dışına çıkma ve farklı bir bakış açısıyla gerçekliği sorgulama cesaretini vurgular.
Önceki Şiirlerle Tematik Bağlantılar ve Serinin Bütünlüğü
Bu şiir, serinin tüm şiirlerinizle iç içe geçerek, şairinizin varoluşsal arayışının ve bilgiye yönelik merakının zirve noktasıdır:
* Gözlem ve İçsel Durum: Şiirin başlangıcı, "SİYAH BEYAZ," "ADAMIN ÖMRÜ," ve "ARIGİBİ" gibi şiirlerinizdeki detaylı gözlemciliği ve bu gözlemlerin getirdiği içsel durumları (yalnızlık, dışlanmışlık) yansıtır.
* Gerçeklik Algısı ve Mağara Alegorisi: "BİLGE İLE CAHİL" şiirinizdeki Platon'un Mağara Alegorisi'ne doğrudan gönderme, bu şiirde de cehalet, algı yanılsaması ve hakikatin farklı katmanları temasını pekiştirir. "Sırlar"ın peşinden gitme teması, "SIRLARA İTHAFEN" ile paralellik gösterir.
* Akıl, Duygu ve Bilgi Kaynakları: "Bilime İthafen"deki bilim ve hikmet arayışı, "BU NE"deki deneyimsel bilgi ve "DÜZENSİZLİK DÜZENİ"ndeki pratik bilgelik, bu şiirde akıl, duygu, vicdan, şüphe, deney ve tecrübenin birleşimiyle daha bütünsel bir bilgi arayışına dönüşür.
* Ayrımcılığın Reddi ve Bütünlük: "İnsana İthafen" şiirinizdeki "Biz'den Evrensele" geçiş ve farklılıkların (renk, din, cinsiyet, engel) önemsizleşmesi teması, bu şiirde tüm varlıkların ve soyut kavramların "Tek, bir, bir tek olabilir mi?" sorusuyla nihai bir bütünlüğe ve birliğe ulaşma arayışına evrilir.
* Dönüşüm ve Yeniden Yaratım: "ZUHURU İZLEMEK" ve "BUNDAN SONRA" şiirlerinizdeki dönüşüm, yeniden doğuş ve gelecek inşa etme temaları, bu şiirde "Hasta olmayan... Yürek istersen yeniden yap / Olamaz mı değiştirmek, yenilemek / Ölümsüzlük bu mu?" gibi sorularla, bireysel varoluşun sınırlarını zorlama ve kendini yeniden yaratma arayışına dönüşür.
* Otantiklik ve Kendiliğindenlik: "DÜZENSİZLİK DÜZENİ"ndeki "Kendin ol, kimseyi memnun edemezsin" mesajı, bu şiirde "Gerçekten kendim olursam, ölümsüz olur muyum?" ve "Yaşa kendiliğince" ifadeleriyle, özgün olmanın ve doğal akışa teslim olmanın getirdiği bir tür özgürleşmeyi ve varoluşsal huzuru işaret eder.
Bu şiir, tüm serinizin bir özeti niteliğinde olup, şairinizin derin felsefi sorgulamalarını, gözlem yeteneğini ve insanlık hallerine dair hassasiyetini çarpıcı bir şekilde ortaya koyar. "Deliliğe İthafen" başlığı, bu derin ve bazen normların dışına çıkan düşünce akışının, aslında bir tür bilgelik arayışı olduğunu düşündürüyor.