Bundan Sonra

BUNDAN SONRA
"geleceğe"
Bütün bunlar ne idi?
Sızlanmalar, dert yanmalar
Feryat, haykırış belki
Dosta sitem, zalime uyarı
Bir gösterme işaret, geçmişten haber
Yaralara bir parmak
Katledilenin yanında durmak
İçine dalmak kan gölünün ve
İlham aldıklarımızı söyledik
Zulüm ağacını gösterdik
İnsanlıktan çıkanı
Çıkarılanı ve hallerini
Davetimizi, beklentimizi
Şiire gerek yokta, anlamıyor peder
Şiirden başka dilden
Şiirin Picasso’su, başka görür dünyayı
Neyi, nasıl, kimlere yazmak
Yurdu yurt yapan sahiplerini
Kandırmaları, tuzakları
Yolu yordamı
Pekiyi bundan sonra
Ateş ve kılıç
Kim ister dünyayı yakmayı
Kim der "kötülük istiyorum."
Herkes kendince
Daha iyi, daha güzel
Daha doğru, daha parlak
Yarınları kuracak.
Çarkları çarpışıyor
Doğru, haklı ile yanlışın
Dişleri ha kırıldı, ha kırılacak
Düzen kuran kim
Öyledir, böyledir, şöyledir
Binler düşünce söyletir.
Emir vermeli mi?
"Hizaya geç!"
Yoksa tutuşturmalı mı ormanları
Tek, tek evleri dolaşıp
Çocukları toplamalı mı?
Ateşe mi atmalı beğenmediğini
Kovmalı mı sürmeli mi?
Zindanlara mı doldurmalı yoksa
Bir daha görmemeli mi?
Kenara çekilip, oturmak
Ölüm mü beklenmeli yoksa
Ağzını dikip, gözünü yumup
Kulağını mühürlemek
Deliliğe mi vurmak, bir gülücük?
Çamura üflemeli de nasıl?
El sürmeli de nasıl?
Öyle bir yere çık ve bak
Önce kendini gör
Geçmişin bütün detaylarını
Olanı, olduranı
Zihnindeki beyaz nokta
Açılsın artık
Bağsız, bağlantısız bir bağ
Eskiler gönül gözü
Şimdiler modern ilim, yeniçağ
Beğenmiyorsan dostum
Şikâyetin varsa ondan bundan
Kendin kur
Sende yap bir şeyler
Daha iyi daha güzel
Nasılda meyillidir insan
Hemen kavgaya dalmaya
Biraz dursa ve baksa
Kendi bulsa, kendi yapsa
İnan zor değil, önce sıyrılmalı
Kendine gelmeli
Bakmalı, görmeli, bulmalı
Bir program yapmalı
Programın yoksa
Giriş, gelişme, sonuç
Girdi, işlem, ürün, denet
Bilmiyorsan bir bilene sormalı
Yoksa kılıç!
Yoksa ateş!
10.03.2011
TOKAT


"Geleceğe İthafen" başlıklı "BUNDAN SONRA" adlı bu şiiriniz, önceki eserlerinizdeki eleştirel gözlemi ve hakikat arayışını, geleceğe yönelik bir eylem çağrısına ve çözüm arayışına dönüştürüyor. Şiir, pasif sızlanmalardan sıyrılarak, bireysel ve toplumsal değişimin nasıl başlatılabileceği üzerine derinlemesine bir sorgulama sunuyor.
Şiirin Tematik Analizi
"BUNDAN SONRA" şiiri, geçmişin eleştirisinden geleceğin inşasına uzanan bir felsefi yolculuk çiziyor:
* Geçmişin Muhasebesi ve Eleştiri: Şiir, "Bütün bunlar ne idi?" sorusuyla başlar ve önceki şiirlerinizdeki temalara atıfta bulunur: "Sızlanmalar, dert yanmalar / Feryat, haykırış belki / Dosta sitem, zalime uyarı". Bu dizeler, geçmişteki gözlemlerinizi ve eleştirilerinizi özetler. "Yaralara bir parmak / Katledilenin yanında durmak / İçine dalmak kan gölünün" ifadeleri, toplumsal acılara ve zulümlere duyduğunuz hassasiyeti vurgular. "Zulüm ağacını gösterdik / İnsanlıktan çıkanı / Çıkarılanı ve hallerini" dizeleri, eleştirel bakış açınızın sadece gözlemle kalmayıp, sorunların kökenlerini ve faillerini işaret ettiğini gösterir. "Şiire gerek yokta, anlamıyor peder / Şiirden başka dilden" ve "Şiirin Picasso’su, başka görür dünyayı" ifadeleri, sanatın ve şiirin gücünü vurgularken, bazı zihinlerin bu dili anlamakta güçlük çektiğini, belki de dar kalıplarda kaldığını ima eder. Şiirin bu ilk bölümü, "HACI HOCA MÜFTÜ," "SAKAL," ve "ADAMIN ÖMRÜ" gibi şiirlerinizdeki toplumsal ve dini dogmalara yönelik eleştirel duruşunuzun bir özeti niteliğindedir.
* Gelecek İçin İkilem ve Şiddet Olasılığı: "Pekiyi bundan sonra / Ateş ve kılıç" ifadesi, şiirin ana sorunsalını ortaya koyar: Yaşamdaki olumsuzluklara karşı nasıl bir duruş sergilenecektir? Şiir, "Kim ister dünyayı yakmayı / Kim der 'kötülük istiyorum.'" diyerek, herkesin aslında iyilik aradığını kabul eder; ancak ardından gelen "Çarkları çarpışıyor / Doğru, haklı ile yanlışın / Dişleri ha kırıldı, ha kırılacak" dizeleri, bu iyi niyetlere rağmen çatışmanın kaçınılmazlığını ve mevcut sistemdeki kırılmaları vurgular.
* Çözüm Yolları Arayışı ve Reddedişler: Şiir, çözüm olarak sunulan veya düşünülebilecek farklı yolları sorgular ve çoğunu reddeder: "Emir vermeli mi? / 'Hizaya geç!'", "ormanları tutuşturmalı mı?", "Tek, tek evleri dolaşıp / Çocukları toplamalı mı?", "Ateşe mi atmalı beğenmediğini?", "Kovmalı mı sürmeli mi?", "Zindanlara mı doldurmalı?", "Kenara çekilip, oturmak / Ölüm mü beklenmeli?", "Ağzını dikip, gözünü yumup / Kulağını mühürlemek / Deliliğe mi vurmak, bir gülücük?". Bu sorular, pasiflikten (ölüm beklentisi), dogmatik liderlikten (emir vermek), şiddetten (ateş, kılıç, zindan) ve umursamazlıktan (deliliğe vurmak) kaçınarak, daha yapıcı bir yol arayışını temsil eder. Bu bölüm, özellikle "ADAMIN ÖMRÜ" şiirinizdeki "bağıranlar"ın eleştirisiyle örtüşür, zira burada da dayatmacı ve şiddet içeren yaklaşımlar sorgulanır.
* İçsel Dönüşüm ve Gerçek Bilgiye Ulaşma: Şiirin üçüncü kısmı, çözümün bireysel dönüşümden geçtiğini vurgular: "Çamura üflemeli de nasıl? / El sürmeli de nasıl?". Bu, zorlu ve kirli görünen işlere nasıl başlanacağı sorusudur. "Öyle bir yere çık ve bak / Önce kendini gör / Geçmişin bütün detaylarını / Olanı, olduranı / Zihnindeki beyaz nokta / Açılsın artık / Bağsız, bağlantısız bir bağ / Eskiler gönül gözü / Şimdiler modern ilim, yeniçağ" dizeleri, kendi iç dünyasına dönme, geçmişi anlama ve içsel bir aydınlanma yaşama çağrısıdır. "Zihnindeki beyaz nokta" metaforu, "ZUHURU İZLEMEK" şiirinizdeki aydınlanma deneyimiyle güçlü bir paralellik kurar. "Gönül gözü" ile "modern ilim" arasında kurulan bağ, "Bilime İthafen" şiirinizdeki bilim ve felsefe ilişkisini ve **"SIRLARA İTHAFEN"**deki kadim bilgi arayışını yeniden gündeme getirir; hakikat, farklı yollarla da olsa aynı noktaya çıkar.
* Eylem Çağrısı ve Yapıcı Çözümler: Şiir, son bölümde açık bir eylem ve sorumluluk çağrısı yapar: "Beğenmiyorsan dostum / Şikâyetin varsa ondan bundan / Kendin kur / Sende yap bir şeyler / Daha iyi daha güzel". Bu, pasif şikayet etmek yerine aktif rol alma mesajıdır. Şiir, kavga yerine "Biraz dursa ve baksa / Kendi bulsa, kendi yapsa" diyerek düşünme, planlama ve yapıcı bir yaklaşımla hareket etmenin önemini vurgular. "Giriş, gelişme, sonuç / Girdi, işlem, ürün, denet" gibi iş süreçlerine ait terimlerin kullanımı, sorunlara sistematik ve planlı bir şekilde yaklaşma gerekliliğini ortaya koyar. "Bilmiyorsan bir bilene sormalı" ifadesi, bilgiye ve uzmana başvurmanın önemini belirtir. Aksi takdirde, yani yapıcı bir çözüm bulunamazsa, kaçınılmaz sonuç yine "Yoksa kılıç! / Yoksa ateş!" olacaktır. Bu, "TEK CÜMLE" şiirinizdeki çaresizliğin sonuçlarına bir gönderme gibi durur, ancak burada daha geniş toplumsal bir felakete işaret eder.
Şiirde Kullanılan Dil ve Üslup
"BUNDAN SONRA" şiiri, sorgulayıcı, didaktik, yer yer eleştirel ve uyarıcı bir üslup kullanır. Retorik soruların yoğun kullanımı, okuyucuyu sürekli düşünmeye ve kendi pozisyonunu sorgulamaya iter. "Ateş ve kılıç" gibi güçlü metaforlar, şiirin mesajına dramatik bir boyut katar. Şiir, konuşma diline yakınlığıyla doğrudan ve samimi bir etki yaratırken, teknik terimlerin (giriş, gelişme, sonuç, girdi, işlem, ürün, denet) kullanımı, somut çözümlere ve planlamaya verilen önemi vurgular. Ton, eleştirelden umutlu ve yol göstericiye doğru evrilir.
Önceki Şiirlerle Tematik Bağlantılar
Bu şiir, serinin önceki tüm şiirleriyle güçlü bir diyalog kurarak, şairin varoluşsal arayışını, toplumsal eleştirisini ve geleceğe yönelik umutlu vizyonunu mükemmel bir şekilde sentezler:
* Hakikat ve Anlam Arayışı: Tüm serinin ana teması olan hakikat ve anlam arayışı, "BUNDAN SONRA" şiirinde "zihnindeki beyaz nokta"nın açılması ve "gönül gözü" veya "modern ilim"le gerçekliğin kavranması şeklinde doruk noktasına ulaşır. Bu, "Bilime İthafen" ve **"BU NE"**deki temel sorgulamaların nihai hedefidir.
* Yüzeysel Olanın Eleştirisi ve Özü Keşif: "SİYAH BEYAZ"daki dış görünüşün aldatıcılığı, "HACI HOCA MÜFTÜ"deki dini riyakarlık, "SAKAL"daki şekilcilik ve "ADAMIN ÖMRÜ"ndeki anlamsız gürültü eleştirisi, "BUNDAN SONRA" şiirinde "sızlanmalar, dert yanmalar" olarak genellenir ve bu yüzeysel yaklaşımlardan sıyrılarak gerçek bir çözüm üretme çağrısı yapılır.
* Toplumsal ve Dini Eleştiri: "HACI HOCA MÜFTÜ," "SAKAL," ve "ADAMIN ÖMRÜ" şiirlerinizdeki dini ve toplumsal ikiyüzlülük, dogmatizm ve dayatmacılık eleştirisi, "BUNDAN SONRA" şiirinde "zulüm ağacını gösterdik", "insanlıktan çıkanı" ve "tuzakları" gibi ifadelerle özetlenir. Şiir, bu eleştirilerin ötesine geçerek, sorunlara karşı nasıl bir duruş sergilenmesi gerektiğini sorgular.
* Dönüşüm ve Aydınlanma: "TEKELİ'YE İTHAFEN"deki ideal dünya tasviri ve "ZUHURU İZLEMEK"teki aydınlanma deneyimi, "BUNDAN SONRA" şiirinde "zihnindeki beyaz nokta açılsın artık" ve "kendi kur / sende yap bir şeyler / daha iyi daha güzel" gibi ifadelerle bireysel ve toplumsal dönüşümün yol haritası olarak sunulur.
* Programlı Yaklaşım ve Sorumluluk: "TEK CÜMLE"deki kontrolün kaybedilmesi ve "ARIGİBİ"deki arının düzeni temalarının karşısında, "BUNDAN SONRA" şiiri, "Bir program yapmalı / Giriş, gelişme, sonuç / Girdi, işlem, ürün, denet" diyerek sorunlara planlı ve sorumlu bir yaklaşımla çözüm üretme gerekliliğini vurgular. Bu, şikayet etmek yerine aktif bir değişimin savunulmasıdır.
Bu şiir, bir yandan geçmiş şiirlerinizdeki tüm temaları ve eleştirileri toparlarken, diğer yandan "Bundan Sonra" ne yapılmalı sorusuna cevap arayarak seriye güçlü bir sonuç ve eylem çağrısı getiriyor. Şiirleriniz, kişisel ve toplumsal bir aydınlanma, hakikat arayışı ve bu arayışın getirdiği sorumlulukla dolu bir yolculuğu mükemmel bir şekilde resmetmiş.
Şiirlerinizi bu şekilde detaylı analiz etmek, eserleriniz arasındaki derin bağı ve felsefi tutarlılığı çok net ortaya koyuyor.