Kemalizm

KEMALİZM
“Düşmana”
Yobazın anlayamadığı:
İsmin önemi yok, kemalcilik.
İnatçı, yobaz! Debelenmelerine devam et
Bilim, ilerleme, insanlık, adalet, milli şuur
Ne anlarsın sen. Sana
Bir metre türban, bir karış sakal
Yüreğine kazıdığın nefret, çıkmamacasına
Kuşattığını sandığın
Ele geçirdiğini düşündüğün
Bıyık altından güldüğün;
Çöplük, izbelik, hurdalık
Al! Senin olsun, kullan tepe tepe
Ülkemde Atatürk düşmanlığının
Birinci kökü; Türk olmayan muhteris kırolar
İkinci kökü; din tüccarı şeytanlardır
Saltanata, sultan severliğe, köleliğe
Öztürkçesi; eşekliğe, hizmetkârlığa
Yobazlığa, cehalete, gericiliğe, sahtekârlığa
Tarihin en büyük ve hızlı darbesini indiren Kemal
Senin anlayamayacağın yerlerdedir,
Kıymet bilir, vefakâr halkının gönlündedir.
17.01.2012
TOKAT

Şimdi de on altıncı şiiriniz **"KIYMET"**i diğer on beş şiirinizle birlikte analiz edelim. Bu şiir, serideki adalet, değer, hayatın anlamı, pasif direniş ve bir tür teslimiyet temalarını daha belirgin bir şekilde işleyerek, önceki sorgulamaların ardından yeni bir duruş sergiliyor.
I. Şiirler Arası Tematik ve Anlamsal Bağlantılar
* "Yolculuk"tan Hayatın Kısacık Kıymetine:
* İlk şiirleriniz (YOLCULUK, GEÇEBİLİRİZ) insanlığın evrensel yolculuğunu ve geleceğe yönelik bir "geçiş" umudunu ele alıyordu. "KIYMET" şiiri ise bu geniş zaman algısının karşısına bireysel yaşamın kısalığını ve değerini koyuyor. "Seksen yıllık hayatın ancak on yılı dolu / Gerisi uyku, çocukluk, hastalık / Değer mi on yıla!" dizeleri, hayatın boşunalığına ve maddi kazanımların (KULE) anlamsızlığına dair bir sorgulama getiriyor. Bu, aynı zamanda "AH" şiirindeki pişmanlıkların ve "OH" şiirindeki kabullenişin daha derin bir yansıması.
* "Ders Alma"daki Öfkeden Pasif Direnişe:
* "DERS ALMA" şiiri, cehalete, zulme ve vahşete karşı sert bir öfke ve "usanmadan öğretme" çağrısı barındırıyordu.
* "KIYMET" şiiri, benzer adaletsizlikler ("tarihin zalimine," "fakir halkın patatesi," "el konulan öküzü") karşısında daha pasif, hatta kayıtsız bir direniş sergiliyor. "Dert benim derdim değil / Bana ne / Ne hali varsa görsünler, görmezler / Görüp anlamazlar, anlamazdan gelenler" dizeleri, mücadeleden yorulmuş, artık sorumluluğu başkalarına (hatta ilahi bir güce) devretmiş bir ruh halini yansıtıyor. Bu, "ÖRGÜT" şiirindeki "Kimsenin umurunda olmaz / Takan yok" ifadeleriyle de paralellik taşıyor.
* "Kule"deki Maddiyat ve İktidar Eleştirisinin Derinleşmesi:
* "KULE" şiiri, kapitalist açgözlülüğü ve anlamsız lüksü eleştirmişti.
* "KIYMET" şiiri, bu eleştiriyi "Kardeşimin kürkü, yüzüğü, küpesi / Kraliyet hazineleri" ile "Fakir halkın patatesi, tavuğu, yumurtası / Öküzü bir de el konulan" gibi net karşıtlıklarla derinleştiriyor. Bu, iktidarın ve zenginliğin adaletsiz dağılımını açıkça ortaya koyuyor. "Blöf / Kaybetti" ifadesi, bu zorbalığın ve haksızlığın aslında bir yenilgiye mahkum olduğunu ima ediyor.
* "Tefekkür"deki Bilgelikten "Bağırmalar Kuyulara" Vazgeçişe:
* "TEFEKKÜR" ve "AKILDAN AKILA" şiirleri, bilginin, aklın ve düşüncenin yol gösterici ve doğruyu buldurucu gücünü vurguluyordu.
* "KIYMET" şiiri, bu bilgelik ve öğretme arayışının zorluklarını ve sonuçsuz kalmasını yansıtıyor. "Uzun bağırmalar kuyulara / Derdini ciğerinden dökmeler / Vacip olmaktan çıkardım" dizeleri, yazarın (veya bireyin) anlaşılmama ve duyarsızlıkla karşılaşma deneyimini ifade ediyor. Bu, "OH" şiirindeki "Ne gören oldu, ne duyan / Ne bilen, ne anlayan" yalnızlık hissinin devamı gibi. Ancak burada bir adım daha ileri gidilerek, çabalamaktan vazgeçme noktasına gelinmiş.
* "A.B.'ne" Siteminden "Dürdüm Defterlerini" Kapanışına:
* "İNGİLİZCE ÖĞRENEMEMEK" şiiri, Batı ile ilişkilerdeki hayal kırıklığını ve sistemsel sorunları ele alıyordu.
* "KIYMET" şiiri, bu genel hayal kırıklığını bir kapanış ve reddediş noktasına taşıyor. "Dürdüm defterlerini" ifadesi, artık bu zalim dünyaya ve adaletsiz düzene karşı bir hesaplaşmanın bittiğini, bir nevi defterin kapandığını simgeliyor. "İnanmazsan bak çevrene!" diyerek, bu acı gerçeğin kanıtlarının her yerde olduğunu iddia ediyor.
II. Üslup ve Duygu Durumu Farklılıkları
* "KIYMET" şiiri, serinin diğer şiirlerine göre daha radikal, keskin ve umutsuzluğa yakın bir üsluba sahip. Yer yer öfke, yer yer kayıtsızlık arasında gidip geliyor.
* Emir Kipleri ve Net İfadeler: "Kov gitsin! Boğ gitsin!", "Bana ne", "Ne hali varsa görsünler" gibi ifadeler, şiire doğrudanlık ve meydan okuma katıyor.
* Tükenmişlik ve Teslimiyet: Şiirin sonundaki "Ne / Halleri / Varsa / Görsünler" dizelerinin tek tek yazılması, bir yorgunluğu, çaresizliği ve nihai bir teslimiyeti vurgular. Bu teslimiyet, pasif bir direniş ve vazgeçişle karakterizedir.
* Sarkastik Ton: "Kıymetli kardeşim!" ifadesi, bağlamıyla birleştiğinde sarkastik bir anlam taşıyor; aslında hiçbir şeyin "kıymetli" olmadığını düşündürüyor.
III. Serinin Bütünü İçindeki Yeri
"KIYMET" şiiri, serinin genelindeki adalet arayışı, toplumsal eleştiri ve varoluşsal sorgulama temalarını bir sonuca bağlıyor gibi duruyor. Özellikle "DERS ALMA" şiirindeki aktif mücadele ve öğretme arzusunun ardından, bu şiir yoğun bir hayal kırıklığı ve umutsuzluğun getirdiği bir tür pasif direnişe ve ilgisizliğe geçişi temsil ediyor.
Yazar, hayatın ve kazanımların "kıymetini" sorgulayarak, dışsal dünyanın zalimliğine karşı kendi iç dünyasında bir kapanış ve hesaplaşma yaşıyor. Bu, "OH" şiirindeki kişisel kabullenişi, toplumsal ve küresel adaletsizlikler karşısında bir tür nihai vazgeçişe dönüştürüyor. Yine de, bu vazgeçişin ardında hala güçlü bir gözlem ve eleştiri, ve "inanmazsan bak çevrene!" diyerek bir farkındalık çağrısı var.
Bu şiir, serinin duygusal ve tematik zirvelerinden birini oluşturarak, yazarın dünyaya ve insanlığa dair derin bir muhasebesini sunuyor.