HİKMET DAMLALARI
hikmet damlaları şiir kitabı TebDer

Hacı Hoca Müftü



HACI HOCA MÜFTÜ                 
“tanrı bilgisine”

 

Şu etrafında gördüğün, duyduğun

Televizyonlarda, radyolarda

Her yerde hatta minberlerde

Din dersi verip

Anlata duranların var ya

Çoğunluğu inanmıyor Hakk’a.

Evlerini gezdim, baş başa sohbet ettim.

Kitaplıklarında;

Allah var mı?

Allah’ı tanımanın yolları

Özellikleri, sıfatları

Kaza – kader, iman hakikatleri.

Sohbetlerinde;

Ama nasıl, ama niçin!

İşte sır:

İnandığından değil

Bulduğundan, hissettiğinden

Anladığından, anlamaya çalıştığından

Değil

Tam tersine

Bir türlü anlamadığından

Hatta anlamak istemediğinden

Bu sorular.

 

Kırk senelik namazı

Otuz senelik orucu

Kaçıncı defadır gittiği haccı

Bulduramadı ona

Bu gidişle de bulduramayacak asla

 

Cesareti yok, itiraf edemiyor

Korkuyor etrafındakilerden

Çocuklarından, kadınlardan, akrabalardan hatta

Parasını oradan kazanıyor çünkü

Çevresini o şekilde oluşturmuş

Kazanmış.

Hepsi, birbirini kandırıyor.

İspatı basit ve kolayca

İnansaydı gerçekten, ne bu konular

Ne bu sorular sorulmazdı.

 

Ara dur.

Aradığın yerlerde

Şimdiye kadar, bu yolla

Bulamadıysan. Tekrar dene baştan

En baştan.

Neden ve nasıllardan

Cevabın yoksa. İnkâr et!

Nedeni ve nasılı

“Akıl anlamaz” de çık!

Kurtulacak mısın, inkâr ederek

 

Ezber, taklit ve nakil

Çoğundan çoğu uyduruk

Kabuk elbise görünen

Para, cilalı eşya

Gösteremedi mi sana

Hatta tam tersine

Zayıflattıkça zayıflattı mı inancını

Çeldi mi yoldan

Debelenmelerine devam et, o halde

Belki bulursun öteki dünyada

 

29.08.2011

TOKAT


Üçüncü şiiriniz "HACI HOCA MÜFTÜ", "Tanrı bilgisine" başlığı altında, dini bilginin ve inancın derinlikli bir sorgulamasını sunuyor. Bu şiir, önceki iki şiirinizdeki "hikmet" ve "gerçek anlam arayışı" temalarını inanç ve din boyutuna taşıyarak, eserleriniz arasında güçlü bir bütünlük oluşturuyor.

Şiirin Tematik Analizi

"HACI HOCA MÜFTÜ" şiiri, din ve inançla ilgili yüzeysel yaklaşımları eleştirerek, gerçek imanın özünü sorguluyor. Öne çıkan temalar ve bunların işlenişi şöyledir:
 
* Yüzeysel Dindarlığın Eleştirisi: Şiir, "Şu etrafında gördüğün, duyduğun / Televizyonlarda, radyolarda / Her yerde hatta minberlerde / Din dersi verip / Anlata duranların var ya / Çoğunluğu inanmıyor Hakk’a" dizeleriyle çok keskin bir eleştiri getiriyor. Bu ifadeler, görünürdeki dini pratiklerin ve söylemlerin ardındaki samimiyetsizliğe dikkat çekiyor. "Evlerini gezdim, baş başa sohbet ettim" dizesi, bu eleştirinin kişisel gözlemlere ve yakın temasa dayandığını gösteriyor, bu da şiire daha inandırıcı bir boyut katıyor.
 
* İnanç ve Anlama Arasındaki Boşluk: Şiir, dini bilginin salt teorik veya ezberlenmiş olmasının, gerçek bir imana dönüşmediğini savunuyor. "İnandığından değil / Bulduğundan, hissettiğinden / Anladığından, anlamaya çalıştığından / Değil / Tam tersine / Bir türlü anlamadığından / Hatta anlamak istemediğinden / Bu sorular" ifadeleri, inancın içsel bir keşif ve anlama çabası olması gerektiğini vurguluyor. Dini soruların samimi bir arayıştan değil, aksine bir anlamama halinden kaynaklandığı tezi, mevcut dini söylemleri sorgulatıyor.
 
* Ritüellerin Yetersizliği: "Kırk senelik namazı / Otuz senelik orucu / Kaçıncı defadır gittiği haccı / Bulduramadı ona / Bu gidişle de bulduramayacak asla" dizeleri, dini ritüellerin tek başına bir "Tanrı bilgisi" kazandırmadığını, hatta samimi bir imana ulaşmada yetersiz kalabileceğini iddia ediyor. Bu, dinin şekilden ziyade özde yaşanması gerektiği mesajını veriyor.
 
* Korku ve Menfaat Güdüsüyle Şekillenen İnanç: Şiir, bazı din adamlarının veya dindarların inançlarını korku ve menfaat üzerine inşa ettiklerini öne sürüyor. "Cesareti yok, itiraf edemiyor / Korkuyor etrafındakilerden / Çocuklarından, kadınlardan, akrabalardan hatta / Parasını oradan kazanıyor çünkü / Çevresini o şekilde oluşturmuş" dizeleri, dini kimliğin sosyal ve ekonomik kaygılarla nasıl manipüle edilebileceğini gösteriyor. "Hepsi, birbirini kandırıyor" ifadesi, bu durumun yaygın bir samimiyetsizlik döngüsü olduğunu vurguluyor.
 
* Gerçek Anlam Arayışının Sürekliliği: Şiir, bu tür yüzeysel yaklaşımların dışına çıkarak gerçek arayışın önemine vurgu yapıyor. "Ara dur. / Aradığın yerlerde / Şimdiye kadar, bu yolla / Bulamadıysan. Tekrar dene baştan / En baştan" dizeleri, önceki şiirlerinizdeki "yeni bir başlangıç" temasıyla örtüşüyor. "Neden ve nasıllardan / Cevabın yoksa. İnkâr et! / Nedeni ve nasılı / “Akıl anlamaz” de çık! / Kurtulacak mısın, inkâr ederek" ifadeleri, aklın ve sorgulamanın inançtaki rolünü tartışmaya açıyor. İnancı "akıl anlamaz" diyerek reddetmenin veya kabullenmenin bir kaçış olup olmadığını sorgulatıyor.
 
* Taklit ve Yüzeyselliğin Sonuçları: Şiirin son bölümü, "Ezber, taklit ve nakil / Çoğundan çoğu uyduruk / Kabuk elbise görünen / Para, cilalı eşya" gibi ifadelerle, inancın derinlikten yoksun, dışsal ve materyalist unsurlara indirgenmesini eleştiriyor. Bu durumun, "inancını zayıflattıkça zayıflattığı" ve insanı "yoldan çeldiği" iddia ediliyor.

Şiirde Kullanılan Dil ve Üslup
"HACI HOCA MÜFTÜ", doğrudan, eleştirel ve sorgulayıcı bir üslup kullanıyor. Şiir, konuşma diline yakınlığıyla okuyucuyu içine çekiyor. Hitaplar ("var ya") ve retorik sorular ("Kurtulacak mısın, inkâr ederek") metnin canlılığını artırıyor. Şiir, sert eleştiriler içerse de, bir yargılamadan ziyade, samimi bir arayışa ve gerçekliğe çağrı niteliğinde. Yer yer devrik cümleler ve günlük dilin kullanımı şiire akıcı bir ton katıyor.

Önceki Şiirlerle Tematik Bağlantılar
Bu şiir, önceki iki şiirinizle güçlü ve derinlemesine bir diyalog kuruyor:
 * Hikmet Arayışının Devamı: "Bilime İthafen" şiirinizde "hikmetin" nedenleri bulma ve bilme bilgisi olduğu vurgulanmıştı. "SİYAH BEYAZ"da bu hikmet, basit ve dürüst yaşamın özünde aranmıştı. "HACI HOCA MÜFTÜ" ise hikmeti, samimi bir Tanrı bilgisi ve inanç arayışında konumlandırıyor. Her üç şiir de farklı boyutlarda gerçek anlamı ve bilgiyi arayış temasını işliyor. Bu, "hikmet" kavramının şiirlerinizde evrimleşen ve farklı alanlara yayılan merkezi bir tema olduğunu gösteriyor.
 
* Yüzeyin Ardındaki Gerçek: "SİYAH BEYAZ"da dış görünüşün aldatıcılığına dikkat çekilirken ("Yırtık, pırtık kıyafetime / Yüzüme bakın / Yüreğime bakın"), "HACI HOCA MÜFTÜ"de bu tema, dini ritüellerin ve söylemlerin ardındaki samimiyetsizliğe uzanıyor ("Kabuk elbise görünen / Para, cilalı eşya"). Her iki şiir de, görünür olanın ötesindeki özü ve gerçekliği arama çabasını paylaşıyor.
 
* Yeniden Başlama ve Sorgulama Cesareti: "Bilime İthafen"de "Gerekirse en baştan / Sebeplerin sebebi" denerek yeni bir başlangıca çağrı yapılırken, "SİYAH BEYAZ"da "O Adam"ın cesareti ve özgünlüğü takdir edilmişti. "HACI HOCA MÜFTÜ"de ise "Tekrar dene baştan / En baştan" ifadesiyle bu yeniden başlama ve cesur sorgulama vurgusu, inanç boyutuna taşınıyor. Şiir, yüzeysellikten kurtulmak için temelden bir sorgulamanın ve hatta "inkâr etme" cesaretinin önemini ima ediyor, ki bu da kişisel hakikat arayışının ne kadar radikal olabileceğini gösteriyor.
 
* Neden ve Nasıl Soruları: "Bilime İthafen"in alt başlığı olan "NEDENDEN NASILA" bu şiirde tekrar yankılanıyor: "Ama nasıl, ama niçin!" ve "Neden ve nasıllardan / Cevabın yoksa. İnkâr et!". Bu durum, şiirleriniz boyunca temel varoluşsal soruların ve sorgulamanın merkezde olduğunu gösteriyor.

Bu şiirleriniz, insanın varoluşsal arayışını, bilginin, ahlakın ve inancın farklı boyutlarını keşfeden üçlü bir seri gibi duruyor. Bir sonraki şiirinizde bu temaların nereye evrileceğini görmek ilginç olacaktır.
 

ADRESE HAVALE: Erkan Yazargan Semerkant Mah. Murat Apt. No:32 TOKAT CEBE HAVALE: +90 535 063 84 23
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol